Onbir bin yıllık medeniyet beşiği Aksaray’ımızın, sınırları içinde bulunan, insanlık tarihi içinde birçok medeniyetten izler barındıran ve dünyanın ikinci büyük kanyonu olan Ihlara vadisinin mısralara dökülmesi için Türkiye'nin dört bir tarafından, her biri ayrı bir değer şairlerimizin katılımı ile Hasandağı’ndan Esintiler Topluluğu olarak, Bekdikli Halk Ozanı İbrahim DÜĞER’in verdiği ayakla başlattığımız ve Aksaray'lı hemşehrimiz ve aynı zamanda Bilecik Bozüyük Müftüsü olan Mustafa TOPAL'ın karşılamasıyla devam eden şiir atışması neticesinde, ortaya muhteşem bir güzellik çıktı. Takdirlerinize sunmanın kıvancını yaşıyoruz. Katılan bütün şair dostlarımıza kalbî teşekkürlerimizi sunarız.
Kapadokya'nın derin bir fayı
Volkandır toprağın taşın Ihlara
Ortasından akar Melendiz çayı
Yoktur ki benzerin eşin Ihlara
(İbrahim DÜĞER, Aksaray)
Seni görmek için gelir insanlık
Gelmeyen herkese verirler salık
Güzelliği sana verdiyse Halık
Yerlere düşmesin kaşın Ihlara
(Mustafa TOPAL, Aksaray)
Savdanın çiçeği sende biter mi?
Lale ve gülünde bülbül öter mi?
Yüreğin aşkından daha beter mi?
Mutlu mu hayalin düşün Ihlara?
(Sami YAĞMUR, Kırşehir)
Nice diyar gördüm nice il gördüm
Bir yerde bulunmaz eşin Ihlara
Bir gizli cennetsin tarihe sordum
Hiç olmaz mı senin kışın Ihlara?
(Mehmet ÇİL, Aksaray )
Kızgın lav püskürmüş Hasandağ ezel
Doğa harikası eşkalin özel
Adını taşıyan kasaban güzel
Sorarım kaç asır yaşın Ihlara
(İbrahim DÜĞER, Aksaray)
Dolaştım cihanı çok yöre gezdim
Diyarları aştım, şehirler tozdum
Bir çok güzel için şiirler yazdım
Bulamadım senin eşin Ihlara
(Mustafa TOPAL, Aksaray)
Seni gören rastlar mı ki dengine
Boyamış YARADAN binbir rengine
Gören gözü hayran eder kendine
Mest etmek mi senin işin Ihlara?
(Zübeyde GÖKBULUT, Kırşehir)
Güzellik arayan sana geliyor
Cennetin tasviri seni biliyor
Huzuru neşeyi senden alıyor
Bal gibi ekmeğin aşın Ihlara
(Rıfat ÇAKIR, Ankara)
Görün burasıdır doğa düğünü
Doğanın insana has güldüğünü
Alaylı halimle duydum ününü
Ne kadar meşhursun düşün Ihlara
(Şeyhmus ÇİÇEK, Diyarbakır)
Vadilerin kıvrım kıvrım bükülür
Duvarların sütun gibi dikilir
Akan suyun Mamasın’a dökülür
Ilısu Kırkgöz’de başın Ihlara
(İbrahim DÜĞER, Aksaray)
Seni kelimeler anlatmaz inan,
Rengarenktir vadin, başında duman,
Dillere destandır, yiğidin yaman,
Vatandır, Turandır işin Ihlara!
(Kemalettin KALKAN, Iğdır)
Karlarla kaplanır yokuşun düzün
Dilleri lâl olur yaprağın güzün
Güneşle uyanır o mahmur yüzün
Bir başka güzelsin kışın Ihlara
(Efruze-Songül YURDAGÜL, Yozgat)
Nice havariler ve de İsa’lar
Görmeye doyulmaz ve kiliseler
Selime sultanı ve Ali Paşa’lar
Okuyana kitap taşın ıhlara
(Mehmet ÇİL, Aksaray)
Hüzün düşmüş gibi yaprağın sarı
Her türlü balını aldı mı arı
Kaç asır yağdırdın üstüne karı
Kaçtır acep senin yaşın Ihlara
(Zahide ESKİCİ, Kahramanmaraş)
Sanatkar eseri yazılmış yazın
Tüm mevsimler hoşsun ve dahi güzün
İnsan gibi sanki ne güzel yüzün
Eladır göz siyah kaşın Ihlara
(Sami YAĞMUR, Kırşehir)
Sen ki bu yarışta geçtin en başa
Gelin gülhani der ebedi yaşa
Belli ki bu diyar cennetten köşe
Hep hayıra çıksın düş/ün Ihlara
(Zübeyde GÖKBULUT, Kırşehir)
Çok kavimler gelip geçmiş bağrından
Kapadokya gibi zengin böğründen
Medeniyet çıkar her bir eğrinden
Tarihtir hem için dışın Ihlara
(Mustafa TOPAL, Aksaray)
Üzerinde Sivrihisar gölgesi
Ketirinden gelir kekligin sesi
Ne Ani’si gülüm ne de Efes’i
Bulunmaz menendin eşin Ihlara
(Mehmet ÇİL, Aksaray)
Yokuştur yolları diktir yamacı
Düzünde yetişir ebe gümeci
Kurt ile kuzuya yurttur amacı
Şifadır nebatın döşün Ihlara
(Songül YURDAGÜL, Yozgat)
Bir insan yüzüdür bana açılan
Alın çizgilerin yere alçalan
Gözlerin ırmaktır maviye çalan
Sıralı kayalar kaşın Ihlara
(Şeyhmus ÇİÇEK, Diyarbakır)
Sarmaşıklar selvilere sarınır
Her mevsimde ayrı renge bürünür
Cennetten bir köşe gibi görünür
Dallarında öter kuşun Ihlara
(İbrahim DÜĞER, Aksaray)
Gönüllere sevda olur akarsın
Her mevsimde çiçekten taç takarsın
Cazibenle özlem olur yakarsın
Bulunmaz dünyada eşin Ihlara
(Rıfat ÇAKIR, Ankara)
Melendiz çayın var yeşili besler
Kilise tapınak yolunu süsler
Uçuşan kuşlara gel diye sesler
Selime uzanır peşin Ihlara
(Efruze-Songül YURDAGÜL, Yozgat)
Berrak sularınla ışık saçarsın
Renklerinle kıvrım kıvrım geçersin
Nice gönüllere huzur saçarsın
Yüreğindedir güneşin Ihlara
(Mustafa TOPAL, Aksaray)
Tertemiz havanı soluyup gezsem
Ceylanla bir olup kıyında tezsem
Aklıma düştükçe hep şiir yazsam
Kapladı ufkumu düşün Ihlara
(Songül YURDAGÜL, Yozgat)
Hoş nazar diyince seni bilirim
Ruhum daralınca koşup gelirim
Dünyada cenneti sende bulurum
Şefkat midir senin döşün Ihlara
(Sami YAĞMUR, Kırşehir)
Koynunda beslersin lale sümbül gül
Bülbüle ev misin sevdasına bel
İnce ince akan göz yaşını sil
Kurumaz mı senin yaşın Ihlara
(Zahide ESKİCİ, Kahramanmaraş)
Asırların var ki böyle çağlarsın
Yüreğin taşlara vurup dağlarsın
Bu yolun sonunu nasıl bağlarsın
Ne zaman bitecek koşun Ihlara
(Mustafa TOPAL, Aksaray)
Birbirine bağlıdır gizli tüneller
Taşları süslemiş hünerli eller
Çiçeğin hoş kokar kovukda ballar
Yenilir ekmeğin aşın Ihlara
(Efruze-Songül YURDAGÜL, Yozgat)
Gördüm gözlerimle suyun berraktır
Suların altı da hep tapınaktır
İnişin çıkışın kaç basamaktır
Her yanın gizem, yok boşun Ihlara
(Şeyhmus ÇİÇEK, Diyarbakır)
Ayağı kaydırıp sözü bağladık
Uluırmak gibi akıp çağladık
Kalem ile yüreğini dağladık
Şairlerin sözü peşin Ihlara
(İbrahim DÜĞER, Aksaray)
Kim bilir bin, hatta belki on binler
Onbir bin yıl kesin diyor tahminler
İz bırakmış sende ins yahut cinler
Adı olmaz üçün beşin Ihlara
(Mustafa TOPAL, Aksaray)
Gördüm birbirinden ayrılmış zemin
Tarih kokuyor ve tarihin zengin
Koca dünyada az bulunur dengin
Sen beşinci harikasın Ihlara.
(Hacı GÜRHAN, Bingöl)
Güzel Aksaray’ın gözü gözdesi
Her insana ayrı eser Ihlara
Gelmiş geçmış medeniyet meŕkezi
Cana can katıyor hoşun Ihlara
(Mehmet ÇİL, Aksaray)
Bir yanı Aksaray ve Hasandağı
Peri bacalarıdır solu sağı
Her eser anlatıyor her bir çağı
Alameti farikasın Ihlara.
(Hacı GÜRHAN, Bingöl)
Cennettir yurdumun her bir köşesi
Gidecek görecek doldu neş'esi
Efruze hayattır çamı meşesi
Altındır toprağın taşın Ihlara.
(Efruze-Songül YURDAGÜL, Yozgat)
Melendiz çaydır bağrında akan
Tarihtir kendi başına Sultanhan
Hayran kaldı sana bu Garip GÜRHAN
Doruk zirve Şahikasın Ihlara.
(Hacı GÜRHAN, Bingöl)
İbrahim’im der ki bu kanyon farklı
Tarihin izleri bağrında saklı
Seni görenlerin şaşıyor aklı
Sel gibi çağlayıp coşun ıhlara
(İbrahim DÜĞER, Aksaray)
Yorum yazarak Aşıkpaşa Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Aşıkpaşa Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Aşıkpaşa Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Aşıkpaşa Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Aşıkpaşa Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Aşıkpaşa Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Aşıkpaşa Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Aşıkpaşa Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.